kıran ne demek?

  1. Kırma işini yapan (kimse).
  2. Bir topluluğun ve özellikle hayvanların büyük bir bölümünü yok eden hastalık veya başka sebep, ölet, afet

    Kıranları ve zelzeleleri, feyezanları ve harpleri görmüşlerdir.

    S. F. Abasıyanık
  3. Kıyı, kenar, çevre, uç.
  4. Dağ sırtı, tepe, bayır.
  5. Kıraç toprak.
  6. Birbirine paralel olarak uzanan iki akarsu arasında kalmış dağ sırtı.
  7. Çevre, kıyı, kenar.
  8. Ufuk.
  9. Tepe, yamaç, bayır.
  10. (C.: Kıranat) Yakınlık, mukarenet.
  11. (en)Breaking.
  12. (en)Destructive.
  13. (en)Epidemic.
  14. (en)Murrain ölet.
  15. (en)Afet.
  16. (en)Murrain.
  17. (en)Pestilence.

kıran borcu bağışı

  1. Doğal kırana uğrayan yörelerde yaşayanlara, devlet elindeki doğal kıran akçesinden sağlanan yardımlardan doğan borçların, olağanüstü koşullar göz önünde tutularak devletçe borçlulara bağışlanması.

kıran girmek

  1. Kısa bir zaman içinde çok sayıda ölmek.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

kıran borcu bağışıkıran girmekkıran kıranakıran kırana kavgakıran kırana rekabetkıran şey veya kimsekıranalpkıranerkırantakırakıra çıkmakkıra kırakıraatkıraat etmekkırkır atın yanında duran ya huyundan ya suyundankır baykuşukır bekçisikır boynunu
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın