incriminating evidence ne demek?
- Suçlayan kanıt, suçlayıcı kanıt
- Bir kimsenin bir suça bulaştığına işaret eden delil
incriminating
- Suçlayıcı
incriminating findings
- Suçlayıcı bulgular
- Bir kimsenin bir suça bulaştığına işaret eden bulgular
- Suçlayan bulgular
evidence
- Kanıt
- Kanıtlamak, ispatlamak
- Delil, şehadet, ispat, tanıt
- Vuzuh, açıklık, aydınlık
- Şahit, tanık
- Belirtmek, açıklamak, göstermek
- Tasrih etmek, tavzih etmek
- İspat etmek