immediate predecessor ne demek?
- Bitişik öncül
bitişik
- Birbirine dokunacak kadar yakınlaşmış veya yan yana olan
- Yandaki
- Yandaki ev, komşu
Coterminous.
Neighbouring.
Adjacent.
Contiguous.
Joining.
Touching.
Next to.
immediate
- Acil, şuan ki
- Doğrudan, dolaysız
- En yakın olan
- Şimdiki, hazır, derhal olan
- Vasıtasız
- Yakın
- Hemen, derhal
immediate access
- Anında erişim
predecessor
- Önceki kuşaklar
- Öncelikli
- Öncel, selef
- Birinden önce gelen kimse
- Ata, cet.
- Önceki kimse