iflas etmek üzere şirket ne demek?

  1. (en)Lame duck.

lame

  1. Dokusunda çoğunlukla gümüş ve altın renginde tel bulunan kumaş veya metal parlaklığı verilmiş deri.
  2. Böyle bir kumaş veya deriden yapılmış olan
  3. 1795-1870. GabrielleLame , Fransız matematikçisi. Esas çalışma alanları matematiksel fizik, elastisite teorisi, özel fonksiyonlar teorisidir.
  4. (en)To make lame.
  5. (en)Fabric interwoven with threads of metal; 'she wore a gold lame dress' disabled in the feet or legs.
  6. (en)Someone who doesn't understand what is going on.
  7. (en)Fabric interwoven with threads of metal; 'she wore a gold lame dress'.
  8. (en)Deprive of the use of a limb, especially a leg; 'The accident has crippled her for life'.
  9. (en)Pathetically lacking in force or effectiveness; 'a feeble excuse'; 'a lame argument'.
  10. (en)Disabled in the feet or legs.

iflas

  1. Borçlarını ödeyemediği mahkeme kararı ile tespit ve ilan olunan işadamının durumu, batkı, batkınlık
  2. Yenilgiye uğrama, değerini yitirme.
  3. İşlevini veya görevini yapamama.
  4. Mahkemece borçlunun, borçlarını ödeyemeyecek durumda olduğunun saptanması.
  5. Malı tükenmek, parası kalmamak. Borçlarını ödeyemiyecek hale gelmek. Sermayesini batırmak.
  6. (en)In carey street.
  7. (en)Bankruptcy.
  8. (en)Failure.
  9. (en)Insolvency.
  10. (en)Bust.

iflas anlaşması

  1. Batık durumunda alacaklıların, alacaklarını belli bir plana göre almaları için aralarında yaptıkları sözleşme, konkordato.

etmek

  1. Bir işi yapmak
  2. Bir durumu ortaya çıkarmak.
  3. "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
  4. Bulmak, erişmek
  5. Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
  6. Herhangi bir değerde olmak
  7. Vermek.
  8. Eşit değer kazanmak.
  9. (en)Step.
  10. (en)Say.

üzere

  1. Amacıyla
  2. Şartıyla.
  3. Neredeyse
  4. Gibi, bu yolda, bu biçimde.
  5. (en)On the verge of.
  6. (en)About to.
  7. (en)On the brink of.
  8. (en)On the point of.
  9. (en)On condition of.
  10. (en)According to.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

iflasiflas anlaşmasıiflas bilançosuiflas bürosuiflas davasıiflas edenin mal varlığıiflas etmeiflas etmekiflas etmişiflas etmiş birinden alacağı olan kimseiflaiflahiflah etmekiflah olmakiflah olmamaketmeketmek yapmaketmeetme bulma dünyasıetme bulursun, inleme ölürsünetme bulursun, inleye inleye ölürsünetme eyleme
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın