hook, line and sinker ne demek?
- Dili tamamen, olduğu gibi: He swallowed my story hook, line and sinker. Masalımı olduğu gibi yuttu.
hook
- Kancayı takmak, yakalamak
- Takmak
- Bükmek, kroşe vurmak
- Çalmak, aşırmak
- Çengelle tutmak, çengellemek
- Kanca, çengel
- Kopça
- Orak
- Çengel gibi kıvrılmış şey
- Akarsuyun çengel şeklinde kıvrılan kısmı
hook a husband
- Koca bulmak
line
- Dizi, sıra
- Kuyruk, sıra
- Dize
- Hat
- Çizgi, yol, hat
- Çizmek, çizgi çizmek
- Satır
- Ip, sicim
- Iplik
- Içine astar koymak, astarlamak
and
- Yemin içmek, yemin etmek.
- (İngilizce) ve, ile, de
- (bağlaç) ve, de, ile