high commissioner ne demek?
- Komiser
komiser
- Güvenlik teşkilatının meslek aşamaları içinde yer alan, en az lise öğrenimi görmüş veya polis okullarının orta ve yüksek bölümlerini bitirmiş, il, ilçe veya bucaklarda bulundukları yerin emniyet ve asayişine ait işleri yöneten, üniformalı veya sivil memur
- Ortaklıkları ve toplantıları hükûmet adına denetlemekle görevli kimse.
- Saha komiseri.
- Bk. başyargıcı yardımcısı
- Fr. Emniyet teşkilatının meslek dereceleri içinde yer alan ve en az lise tahsilini yapmış, polis enstit--uşu--nün orta ve yüksek kısmını tamamlamış üniformalı veya sivil memur.
Commissary.
Commissioner.
Commissar.
Police superintendent.
Superintendent.
high
- Büyük vites
- Rekor, zirve, uçma
- Barometrenin yüksek olduğu bölge
- Argo esrar tesiri altında olma
- Yüksek, ali
- Kendini beğenmiş, azametli
- Yüce, muhteşem
- Mağrur, kibirli
- Tiz, yüksek perdeden
- Kokmuş (et)
high accuracy
- Yüksek doğruluklu
commissioner
- Komiser
- Yetkili kimse
- Yargıç, delege
- Komisyonca atanan görevli
- Mühim bir işe tayin edilen memur
- Şube müdürü
- Komisyon üyesi
- Vekil
Türetilmiş Kelimeler (bis)
highhigh accuracyhigh algebrahigh alloy steelhigh altitudehigh altitude aircrafthigh altitude bombinghigh altitude diseasehigh altitude enginehigh altitude flighthigglehiggledy piggledyhiggledypiggledyhigglerhigglingcommissionercommissioner for oathscommissioner of patentscommissionershipcommissionedcommissioned military officercommissioned naval officercommissioned officercommissioncommission agentcommission brokercommission businesscommission e