harabe ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. Yıkılmış veya yıkılmaya yüz tutmuş yapı, yıkı

    Bu harabenin bir değirmen olduğunu hatırladım.

    S. F. Abasıyanık

    Cadde açılmadan evvel mutabıklarının harabeleriyle henüz bir duvarı duruyordu.

    Asaf Halet Çelebi
  2. Eski çağlardan kalmış şehir veya yapı, ören, kalıntı

    Harabeyi dolaşırken ara sıra perişan kalabalıklara rast geliyoruz.

    F. R. Atay
  3. İnce kemikli, genç ve güzel kadın. (Osmanlıca'da yazılışı: har'abe)
  4. Harab yer. Şehir veya ev yıkıntısı. Perişan yerler.
  5. Bk. ören
  6. (en)Derelict.
  7. (en)Ruin.
  8. (en)Wreck.
  9. (en)Wrack.
  10. (en)Desolation.
  11. (en)Wrecks.
  12. (en)Ruins ören.
  13. (en)Kalıntı.
  14. (en)Ramshackle building yıkı.
  15. (en)Tumbledown.
  16. (en)Houses or town.
  17. (en)Ruins.
  18. (en)Remains.
  19. (en)Building on the point of collapse.
  20. (en)Destruction.
  21. (en)Ruinous heap.
  22. (en)Shambles.

ören

  1. Eski yapı veya şehir kalıntısı, harabe, virane.
  2. (Mimarlık) Eski çağlardan kalma yıkıntı.
  3. (en)Ruins.
  4. (en)Ruins of a building.
  5. (en)Ruin.
  6. (en)Ruin harabe.
  7. (fr)Ruines

harabelik

  1. Harap olmuş yer, ören.
  2. (en)Place filled with ruins.

harabenişin

  1. Viranelerde, harabelerde oturan.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

harabelikharabenişinharabeye çevirmekharabeye dönmekharabezarharabharababadharabatharabatiharabatilikharahara kiriharhar gürhar harhar hurhar vurup harman savurmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın