hamek ne demek?
- Her şeyin küçükleri.
her
- Teklik isimlere tamlayan görevinde getirilerek birer birer olarak, "...-in hepsi" anlamını veren söz
- Bütün, hep, tamamen.
- Şiddet.
Each.
Whatever.
Whoever.
High Efficiency Red.
Adv: here 32.
Every.
The form of the objective and the possessive case of the personal pronoun she; as, I saw her with her purse out.
hame
- Kafatası, başın üst kısmı.
- Yontulmuş kalem. (Osmanlıca'da yazılışı: hâme)
- Uzun müddet su ile yumuşayıp değişmiş cıvık ve kokar çamur. Balçık.
- Hamutun koşum kayışına bağlı eğri tahtalarından biri.
hame vü şemşir
- Kalem ve kılıç. (Osmanlıca'da yazılışı: hâme vü şemşir)