halkı ezdad ne demek?

  1. Birbirine zıd halleri bir şeyde yaratmak. Mesela: Bir zerrede hem def edici hem de cezb edici (çekici) kuvvetin bulunmasını yaratmak. (Osmanlıca'da yazılışı: halk-ı ezdad)

halkı efal

  1. Mu'tezile fırkasının bir tabiridir. Hayvan ve insanların, kendi fiillerinin hakiki müessiri olduğunu iddia etmelerine verilen isimdir. (Bu iddialarını Ehl-i Sünnet uleması müsbet delillerle reddetmiştir.)(Ehl-i dalalet ve bid'at fırkalarından bir kısım zatlar, ümmet nazarında makbul oluyorlar. Aynen onlar gibi zatlar var; zahiri hiçbir fark yokken, ümmet reddediyor. Bunda hayret ediyordum. Mesela: Mu'tezile mezhebinde Zemahşeri gibi, İ'tizalde en müteassıb bir ferd olduğu halde, muhakkıkin-i Ehl-i Sünnet, onun o şedit itirazatına karşı; onu tekfir ve tadlil etmiyorlar, belki bir rah-ı necat onun için arıyorlar. Zemahşeri'nin derece-i şiddetinden çok aşağı Ebu Ali Cübbai gibi Mu'tezile imamlarını, merdut ve matrud sayıyorlar. Çok zaman bu sır benim merakıma dokunuyordu. Sonra lütf-u İlahi ile anladım ki: Zemahşeri'nin Ehl-i Sünnet'e itirazatı, hak zannettiği mesleğindeki muhabbet-i haktan ileri geliyordu. Yani, mesela: Tenzih-i hakiki; onun nazarında, hayvanlar kendi ef'aline halik olmasiyle oluyor. Onun için, Cenab-ı Hakk'ı tenzih muhabbetinden, Ehl-i Sünnet'in halk-ı ef'al mes'elesinde düsturunu kabul etmiyor. Merdut olan sair Mu'tezile imamları muhabbet-i haktan ziyade, Ehl-i Sünnet'in yüksek düsturlarına kısa akılları yetişemediğinden ve geniş kavanin-i Ehl-i Sünnet, onların dar fikirlerine yerleşemediğinden, inkar ettiklerinden merdutturlar. M.) (Osmanlıca'da yazılışı: halk-ı ef'âl)

halkı aldatacak mahiyet

  1. Bk. aldatıcı nitelik

ezdad

  1. Zıdlar. Mukabil ve muhalif olan şeyler. Birbirinin tersi veya zıddı olanlar.(Şu kainata dikkat edilse görünüyor ki: İçinde iki unsur var ki, her tarafa uzanmış, kök atmış: Hayır şer, güzel çirkin, nef zarar, kemal noksan, ziya zulmet, hidayet dalalet, nur nar, iman küfür, taat isyan, havf muhabbet gibi asarlariyle, meyveleriyle şu kainatta ezdad, birbiriyle çarpışıyor. Daima tagayyür ve tebeddülata mazhar oluyor. Başka bir alemin mahsulatının tezgahı hükmünde çarkları dönüyor. Elbette o iki unsurun birbirine zıd olan dalları ve neticeleri, ebede gidecek; temerküz edip birbirinden ayrılacak. O vakit, Cennet - Cehennem suretinde tezahür edecektir. Madem alem-i beka, şu alem-i fenadan yapılacaktır. Elbette anasır-ı esasiyesi, bekaya ve ebede gidecektir. Evet, Cennet - Cehennem; şecere-i hilkatten ebed tarafına uzanıp eğilerek giden dalının iki meyvesidir ve şu silsile-i kainatın iki neticesidir ve şu seyl-i şuunatın iki mahzenidir, ve ebede karşı cereyan eden ve dalgalanan mevcudatın iki havzıdır ve lütuf ve kahrın iki tecelligahıdır ki; dest-i kudret bir hareket-i şedide ile kainatı çalkaladığı vakit, o iki havuz, münasip maddelerle dolacaktır.Şu remizli nüktenin sırrı şudur ki:Hakim-i Ezeli, inayet-i sermediyye ve hikmet-i ezeliyyenin iktizası ile, şu dünyayı, tecrübeye mahal ve imtihana meydan ve esma-i hüsnasına ayine ve kalem-i kader ve kudretine sahife olmak için yaratmış. Ve tecrübe ve imtihan ise neşvünemaya sebeptir. O neşvünema ise, istidatların inkişafına sebeptir. O inkişaf ise, kabiliyetlerin tezahürüne sebeptir. O kabiliyetlerin tezahürü ise, hakaik-ı nisbiyenin zuhuruna sebeptir. Hakaik-ı nisbiyyenin zuhuru ise, Sani-i Zülcelal'in esma-i hüsnasının nukuş-u tecelliyatını göstermesine ve kainatı mektubat-ı Samedaniyye suretine çevirmesine sebeptir. İşte şu sırr-ı imtihan ve sırr-ı teklif iledir ki: Ervah-ı aliyenin elmas gibi cevherleri, ervah-ı safilenin kömür gibi maddelerinden tasaffi eder, ayrılır.İşte, bu mezkur sırlar gibi daha bilmediğimiz çok ince, ali hikmetler için, alemi bu surette irade ettiğinden şu alemin tegayyür ve tahavvülünü dahi o hikmetler için irade etti. Tahavvül ve tegayyür için zıtları birbirine hikmetle karıştırdı ve karşı karşıya getirdi. Zararları menfaatlara mezcederek, şerleri hayırlara idhal ederek, çirkinlikleri güzelliklerle cem ederek, hamur gibi yoğurarak şu kainatı tebeddül ve tagayyür kanununa ve tehavvül ve tekamül düsturuna tabi kıldı. Vaktaki meclis-i imtihan kapandı. Tecrübe vakti bitti, esma-i hüsna hükmünü icra etti. Kalem-i kader, mektubatını tamamiyle yazdı. Kudret, nukuş-u san'atını tekmil etti. Mevcudat, vezaifini ifa etti. Mahlukat, hizmetlerini bitirdi. Herşey, manasını ifade etti. Dünya ahiret fidanlarını yetiştirdi. Zemin, Sani-i Kadirin bütün mu'cizat-ı kudretini, umum havarik-ı san'atını teşhir edip gösterdi. Şu alem-i fena, sermedi manzaraları teşkil eden levhaları zaman şeridine taktı. O Sani-i Zülcelal'in hikmet-i sermediyyesi ve inayet-i ezeliyyesi; o imtihan neticelerini, o tecrübenin neticelerini, o esma-i hüsnanın tecellilerinin hakaikını, o kalem-i kader mektubatının hakaikını, o nümune-misal nukuş-u san'atının asıllarını, o vezaif-i mevcudatın faidelerini, gayelerini, o hidemat-ı mahlukatın ücretlerini ve o kelimat-ı kitab-ı kainatın ifade ettikleri manaların hakikatlarını ve istidat çekirdeklerinin sünbüllenmesini ve bir mahkeme-i kübra açmasını ve dünyadan alınmış misali manzaraların göstermesini ve esbab-ı zahiriyenin perdesinin yırtmasını ve herşey doğrudan doğruya Halık-ı Zülcelaline teslim etmesi gibi hakikatları iktiza etti ve o mezkur hakikatları iktiza ettiği için, kainatı dağdağa-i tagayyür ve fenadan tahavvül ve zevalden kurtarmak ve ebedileştirmek için o zıtların tasfiyesini istedi ve tegayyürün esbabını ve ihtilafatın maddelerini tefrik etmek istedi. Elbette kıyameti koparacak ve o neticeler için tasfiye edecek. İşte şu tasfiyenin neticesinde cehennem, ebedi ve dehşetli bir suret alıp, taifeleri $ tehdidine mazhar olacak. Cennet ebedi, haşmetli bir suret giyerek ehil ve ashabı $ hitabına mazhar olacak. Hakim-i Ezeli, şu iki hanenin sekenelerine, kudret-i kamilesiyle ebedi ve sabit bir vücut verir ki; hiç inhilal ve tagayyüre ve ihtiyarlığa ve inkıraza maruz kalmazlar. Çünki inkıraza sebebiyet veren tagayyürün esbabı bulunmaz. S.)

Türetilmiş Kelimeler (bis)

halkı efalhalkı aldatacak mahiyethalkı cedidhalkı dü cihanhalkı savunan kimsehalkıhalkı şerhalkınhalkın arasında dolaşmahalkın iştirakihalkhalk adamıhalk ağzıhalk alasıhalk anamalcılığıezdadezderezdilezdili canezdirme
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın