haber vermek ne demek?
- Bildirmek, haber ulaştırmak.
Advise.
Declare.
Notify.
Report.
To let sb know.
To inform (on sb.
To report.
To give out.
Announce.
Call.
Denounce.
Herald.
Inform.
Peach.
Tell.
Wise up.
haber verme
Annunciation.
haber vermeden
Without notice, unbeknown, unbeknownst.
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
Bring.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
haber vermehaber vermedenhaber vericihaber verilmemişhaber verilmesi gerekenhaberhaber ajansıhaber alamamakhaber almakhaber atlamakhaber atlatmakhaber baladıhaber başlıklarıhaber bırakmakhaber borusuhabehabeas corpushabeas corpus acthabeascorpushabebvermekvermek istememekvermeverme aralığıverme durumuverme hedefiverme kaynağıverver kaçver yiyeyim, ört uyuyayım gözle, canım çıkmasınveraveracious