hızında ne demek?

  1. (en)Speed, velocity, impetus, quickness, bat, career, celerity, dispatch, expedition, haste, lick, pace, pelt, raciness, rapidity, rapidness, swiftness, tilt.

hızını alamamak

  1. Hızla gidişini yavaşlatamamak.
  2. (en)Be unable to slow down, be unable to stop oneself.

hızını almak

  1. Şiddetini yenmek, yatışmak.
  2. (en)To slow down.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

hızını alamamakhızını almakhızını artırmakhızını ayarlamakhızını düşürmekhızı azalthızı azaltanhızı kesilerek düşmekhızı kesilmekhızıl
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın