güvertedeki kalastan zorla yürütülmek ne demek?
Walk the plank.
walk
- Yürümek, yürüyerek gitmek, dolaşmak, gezdirmek, gezmek, adımlamak, adımla ölçmek, yürütmek, dolaştırmak, yürüyüşe çıkarmak, yürüterek yormak, eşlik etmek, taşımak (iterek)
- Yürümek, yürüyerek gitmek, yaya gitmek
- Davranmak, hareket etmek
- Yürütmek, yavaş gezdirmek
- Beraberinde yürüyüşe çıkmak
- Öldükten sonra hayalet olarak dünyaya gelmek
- Adımlamak, adımla ölçmek
- Ağır bir yükü köşeleri üzerinde yürüterek taşımak
- Gezme, yürüme
- Yürüyüş
güvertede
On deck
güvertede teslim
- Bk. FOB
Free on board.
zorla
- Zor kullanarak, cebren, zecren, metazori
- İstemeyerek, isteksiz olarak, zoraki
At the point of the bayonet.
Constrainedly.
By force.
Forcibly.
Hard.
Hardly.
Only just.
Perforce.