görü ne demek?

  1. Görme yetisi.
  2. Bir yerin çevreyi görme özelliği, nezaret.
  3. Dolaysız kavrama, birden kavrama.
  4. Işığın, gözün ağkatmanını uyarmasıyla başlayan ve görme işlemiyle bilinçlenen dirimbilimsel süreçler dizisi.
  5. (Lat. Intuitio, Intuitus < in-tueri = içini görme) : Dolaysız kavrama, birden kavrama. 1- Bir şeyin içini doğrudan doğruya görme; dolaysız kavranan doğruların bilgisi: a. (Spinoza'da) "scientia intuitiva" olarak en yüksek bilgi türü; b. Husserl'de özgörüsü, özügörüleme; öze yönelik kavrama. 2- Duyusal algının dışına çıkan görme, tinselgörüleme; bu anlamında Platon'da idea'ları görmeden başlayarak Plotinos, skolastik, gizemcilik, Cusanus (visio intellectualis) Spinoza üzerinden Alman idealizminin "anlıksalgörü"süne değin ulaşmıştır, bk. sezgi
  6. Bk. görüntü
  7. (en)Intuition.
  8. (en)Vision.
  9. (al)Gesichtssinn
  10. (fr)Intuition
  11. (fr)Vision
  12. (la)Intuitio, Intuitus

görme

  1. Görmek işi, rüyet.
  2. Göze giren ışığın doğurduğu duyumsal izlerle dış çevredeki ayrıntıların algınlanması.
  3. (en)Sight.
  4. (en)Seeing.
  5. (en)Acuity.
  6. (en)Remark.
  7. (en)Vision.
  8. (al)Sehen
  9. (fr)Vision

görücü

  1. Evlenmek isteyen erkek için kız görmeye giden kimse, dünür
  2. (en)Woman sent to find a prospective bride.
  3. (en)Woman sent to see a marriageable girl.
  4. (en)Woman sent to see a prospective bride.
  5. (en)Match-maker.

görücü gitmek

  1. Evlenecek erkek için kız görmeye gitmek.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

görücügörücü gitmekgörücülükgörücüye çıkmakgörükgörüldüğündegörüldüğünde ödemeli akreditifgörüldüğünde ödenecekgörüldüğünde ödenecek poliçegörüldüğünde ödenen akreditifgörgör bakgör işit araçlarıgör işit gereçlerigör öde
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın