full complement ne demek?
- Tüm
tüm
- Bir şeyin bütünü, tamamı, hepsi.
- Yarım olmayan, bütün, eksiksiz.
- Tümsek.
- Bk. tam
Whole.
Entire.
Total.
Clear.
Undivided.
Utter.
full
- Yıkayıp büzmek
- Yıkayıp çektirmek
- Dibek içinde kül ve sabunla dövüp yıkamak
- Bir şeyin dolusu, bir şeyin olgunluk mertebesi
- Dolu
- Meşgul
- Boş olmayan, tutulmuş
- Tok
- Tam, tüm
- Azami derecede
full access
- Tam Erişim
complement
- Bkz. komplement
- Tamamlayıcı herhangi bir şey
- Tüm, bütün
- Bir dar açıyı dik açı haline getirmek için gerekli olan açı derecesi
- Tümleç
- Oktavı tamamlayan enterval
- Birbirini tamamlar olmak
- Tamamlamak
Türetilmiş Kelimeler (bis)
fullfull accessfull access passwordfull access rightsfull actionfull adderfull agefull agonistfull air conditioningfull alignedfulful olmafuladfulaj izifulaj izi incelemesicomplementcomplement basecomplement fixaiton testcomplement lawcomplement of a setcomplement systemcomplementalcomplementarilycomplementarinesscomplementaritycomplect