flagrant offence ne demek?
- Suçüstü
- Faili belli suç
suçüstü
- Suçu işlerken, cürmümeşhut, meşhut suç.
- İşlenmekte olan suç.
In flagrante delicto.
Red-handed.
In the very act.
In the fact.
Flagrant offence.
In delicto.
In fault.
Red handed.
flagrant necessity
- Acil ihtiyaç
flagrant
- Çirkin, rezil
- Pek çirkin
- Aşikar, göze batan
- Rezalet nevinden
- Bariz (kötülük, ahlaksızlık)
offence
- Gücenme, kırılma
- Kalbini kırma
- Suç, saldırı
- Tecavüz