fazilet ne demek?

  1. Erdem

    Onun iyiliğini, faziletini, şan ve şerefini görmek benim saadetimdir.

    A. Gündüz
  2. İnsanda iyilik etmeye ve fenalıktan çekinmeye olan devamlı ve değişmez istidat, güzel vasıf.
  3. Kişiyi, ahlaklı ve iyi hareket etmeye yönelten manevi kuvvet.
  4. Iyi anlak, iffet. - (bkz. erdem).
  5. İnsan yaradılışındaki bütün iyi huylar, erdem.
  6. Değer. Meziyet, iyilik, ilim ve iman, irfan itibarı ile olan yüksek derece. Dini ve ahlaki vazifelere riayet derecesi. Fazl ve hüner cihetiyle olan yüksek derece. Bir şeyin başka şeylerden cemal ve kemal ve fayda cihetiyle üstünlüğü, müreccah olmasına sebep olan keyfiyet. (Zata mahsus hasletin cem'i "fazail" dir. Şecaat, in'am ve ihsan gibi, müteaddid meziyete dair faziletlerin cem'i "fevazıl"dır.)
  7. (en)Virtue.
  8. (en)Merit.
  9. (en)Excellence.
  10. (en)Grace.
  11. (en)Honour.
  12. (en)Morality.

erdem

  1. Liyakat.
  2. Ahlakın övdüğü iyilikçilik, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk vb. niteliklerin genel adı.
  3. İnsanın ruhsal olgunluğu.
  4. İstencin ahlâksal iyiye yönelmesi.
  5. İnsanın tinsel ve ruhsal yetkinliği.
  6. Maharet, hün.
  7. Fazilet.
  8. Usta gemici.
  9. (en)Virtue.
  10. (en)Grace.

fazilet örneği

  1. (en)Paragon of virtue.

faziletfüruş

  1. Kendini faziletli göstermeğe çalışan. Fazilet satan.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

fazilet örneğifaziletfüruşfaziletkarfaziletlifaziletli geçinenfaziletmeabfaziletmendfaziletperverfaziletsizfaziletsizlikfazilfazihfazikfazfaz açısıfaz ayrımıfaz bağıntısıfaz çözünürlüğü
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın