fasılasız ne demek?
- Kesintisiz, biteviye.
- Arasız, aralıksız, durmadan, ara vermeden, kesintisiz, biteviye
Biraz durursa yere yıkılacağını sanarak fasılasız yürüyordu.
P. Safa - Bkz. sürekli
- Durmadan devam eden
Uninterrupted.
Continuous.
Without a break.
Incessant.
Without intermission.
Without interruption.
sürekli
- Kesintisiz olarak süren, kalıcı, devamlı, baki, daimî.
- Uzun süreli olarak, daima.
- Ötümlü.
- Kendi içinde kesintisiz olarak sürüp giden (uzay, zaman).
Continuous.
Lasting.
Constant.
Steady.
Enduring.
Permanent.
fasılasız suflörlük
- Bk. kesintisiz anımsatma
fasıla
- Bölük, durak.
- Osmanlıca'da yazılışı: fâsıla
- Aralık, ara, kesinti.
- Ses frekansı aralığı.
- Bend, kısım.
Intermission.
Interval.
Pause.
Space.
Interstice.