fark gözetmek ne demek?
- Ayrı tutmak.
Siz erkekler ekseriya nikâhlı kadınla nikâhsız kadınlarınız arasında bir fark gözetirsiniz.
H. C. Yalçın - Kimisini kimisinden üstün tutmak, kimisine ayrıcalık tanımak, ayrıcalıklı davranmak.
Discriminate, differentiate, treat differently, discriminate against smb.
ayrı
- Yerleri bir olmayan.
- Başka, başka türlü.
- Birbirinden farklı.
- Yalnız, tek başına.
- Irak, uzakta kalmış, atılmış, mechur, cüda.
- Yalnız, münferit.
Apart.
Separate.
Unconnected.
Divided.
fark gözetme
Discrimination, distinction.
fark gözetmeden
Alike.
gözetmek
- Korumak, bakmak, özen göstermek, himaye etmek.
- Önem vermek, göz önünde bulundurmak, ayrı tutmak.
- Kollamak, beklemek.
- Bir sonuca giderken bütün ayrıntı ve etkenleri dikkate almak.
- Kayırmak.
Guard.
Protect.
Oversee.
Study.
Supervise.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
fark gözetmefark gözetmedenfark gözetmemefark gözetmeyenfark gözetenfarkfark atmakfark denklemifark detektörüfark edilebilirfark edilemezfark edilirfark edilmefark edilmedenfark edilmekfarfar afieldfar and awayfar and nearfar and widegözetmekgözetmegözetmemekgözetmengözetmenlikgözetgözetıeçgözeticigözeticilikgözetilmegözegöze açıklığıgöze ağzıgöze aitgöze alarak