fare kulaklı yarasa ne demek?

  1. (Myotis myotis) Yarasalar (Chiroptera) takımının yassıburunluyarasagiller (Vespertilionidae) familyasından (bk.) bir memeli türü. Uzunluğu 12 cm. Kuzey Amerika ve Eski Dünyada yaşar.
  2. (en)Large mouse-eared bat.
  3. (al)Mausohr
  4. (fr)Grand chauve-souris murine

fare

  1. Sıçangillerden, küçük vücutlu, kemirgen, memeli hayvan (Mus).
  2. Sıçan.
  3. Memeliler (Mammalia) sınıfının, kemiriciler (Rodentia) takımından, sıçanımsılar'a (Myomorpha) mensup memelilerin genel adı.
  4. (en)Dormouse.
  5. (en)To go; to pass; to journey; to travel.
  6. (en)To be in any state, or pass through any experience, good or bad; to be attended with any circummstances or train of events, fortunate or unfortunate; as, he fared well, or ill.
  7. (en)To be treated or entertained at table, or with bodily or social comforts; to live.
  8. (en)To happen well, or ill; used impersonally; as, we shall see how it will fare with him.
  9. (en)To behave; to conduct one's self.
  10. (en)Journey; a passage.

fare 1

  1. Yol parası, bilet ücreti. taksi müşŸterisi. yiyecekler, yemekler.

  1. İki evcikli
  2. İnternet üzerinde daha önceden ziyaret edilmiş siteleri gösteren dosyalar.
  3. Sayısal delillerde daha önceden İnternet üzerinde ziyaret edilmiş sitelerine ait kayıt bilgilerinin tespit edilmesi yöntemi.
  4. İşletim sitemi ve kayıtlarda bulunan yazılımların incelenmesi yöntemi.
  5. Difüzyon akımı ile ona etki eden değişkenler arasındaki ilişkiyi veren eşitlik. id = 607 n D1/2 C m2/3 t1/6 Bu değişkenler analit reaksiyonunda söz konusu elektronların sayısı (n), difüzyon katsayısının karekökü (D1/2) ve damlayan civa elektrotunun kılcal sabiti (m2/3 t1/6)'dır.
  6. İndiyum elementinin sembolü. (II)
  7. İzomagnezyum halojenür ile aril asetik asit veya onun sodyum tuzuyla oluşan, Grignard reaktifine benzer bir belirteç.
  8. İnsektlerle taşınan, felç, irinsiz meningoensefalomiyelitis ve miyokarditisle belirgin, genellikle on haftalıktan büyük hindilerde ve seyrek olarak genç kazlarda görülen flavivirüs enfeksiyonu.
  9. İsrail'Den köken alan, çok sıcak koşullarda hayatta kalabilen ve yüksek verim gücü gösteren sığırların geliştirilmesi amacıyla 1920 yılında ithal edilen Holştayn boğalarla yerli Damascus ve Baladi ırkı ineklerin birleştirilmesi ve 1947-1962 yılları arasında Kanada ve ABD' den getirilen çok sayıdaki sığırla ırkın stabilizasyonun sağlanması sonucu geliştirilmiş, Holştayn ırkına çok benzeyen, siyah beyaz alaca renkli, Holştayn ırkının aksine sıcağa ve subtropik iklime dirençli, sıcak iklimde süt verimi Holştayn ırkından daha yüksek, sütünün yağ oranı daha düşük, uysal mizaçlı, sürü idaresi kolay ve yetiştirme sistemlerinin çoğuna uyum sağlayabilen, günlük canlı ağırlık artışı yüksek, kolay buzağılayan, buzağılama aralığı oldukça kısa sütçü sığır ırkı.
  10. İsrail'Den köken alan, Akdeniz bitki örtüsünü iyi değerlendiren ve kenelere karşı dirençli bir sığır oluşturmak amacıyla Akdeniz orijinli ırkların Brahman ve Santa Gertrudis ırklarıyla birleştirilmesi ve yıllar sonra Hereford, Angus ve Simental ırklarının da ıslah programına katılmasıyla geliştirilmiş, et verimi yönünde yetiştirilen sığır ırkı.

kulaklı

  1. Kulağı herhangi bir biçimde olan.
  2. Kulağa benzer çıkıntısı olan.
  3. Sapının ucunda kulak biçiminde iki geniş çatalı bulunan bir çeşit yatağan.
  4. İki tarafında tutulacak yeri olan yayvan tencere, kazan.
  5. (en)Aureate.
  6. (en)Having ears.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

farefare 1fare 2fare akarıfare altligifare avcısıfare avcısı kedifare avcısı köpekfare avlamakfare badlyfarfar afieldfar and awayfar and nearfar and wideababaaba güreşiabacıabacılıkabadiabajurabajurcuabajurculukabajurlu
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın