faked up evidence ne demek?
- Yalancı şahit
 
yalancı
- Yalan söylemeyi huy edinmiş olan kimse.
 - Gerçek olmayan, gerçeğe benzetilmiş
 
Deceitful.
Mendacious.
Quack.
Twisty.
Untruthful.
Fabricator.
Fabulist.
Fibber.
faked
- Sahte, taklit, yapmacık
 
faked an accident
- Olmadığı halde bir kaza olmuş gibi göstermek
 - Bir kaza taklit etmek
 
up
- Yukarıya, yukarıda
 - Yukarısına, yukarısında
 - Yükseğe
 - To -e kadar (Azami bir miktarı belirtir.)
 - (-upped, -upping) yükseltmek
 - Yukarıya
 - Ayağa
 - Tamamen.
 - Yukarı, yukarıya, tepesinde, içeride (ülke)
 
evidence
- Kanıt
 - Kanıtlamak, ispatlamak
 - Delil, şehadet, ispat, tanıt
 - Vuzuh, açıklık, aydınlık
 - Şahit, tanık
 - Belirtmek, açıklamak, göstermek
 - Tasrih etmek, tavzih etmek
 - İspat etmek
 
