face saving excuse ne demek?
- Vaziyeti kurtaran bahane
face saving
- Bir kimsenin onur ve prestijini muhafaza etmesi veya koruması
- Durumu kurtaran, yüzü örten
face
- Yüz yüze gelmek
- Yüzüne bakmak
- Yönelmek; karşılamak, karşı karşıya gelmek, yüz yüze gelmek, karşısında olmak; cesaretle karşılamak
- Karşılamak
- Iskambil kâğıt açmak
- Face up to: cesaretle karşılamak, farkına varmak
- Karşısında olmak/durmak.
- Yüz, çehre, surat, sima
- Küstahlık, cüret
- (ticari evrakta yazılı olan) asıl değer
saving
- Kurtarıcı
- İdareci
- Koruyan
- Kayıtlayıcı
- Tasarruf, iktisat
- Muhafaza eden
- Başka, dışında, haricinde
- -den başka
excuse
- Kusuruna bakmamak
- Hoş görmek
- Göz yummak
- Mazur göstermek
- İzin vermek
- Bahane, sebep
- Özür, mazeret
- Özür dileme
- İzin verme, izin, hak verme.
- Affetmek, kusura bakmamak
Türetilmiş Kelimeler (bis)
face savingfaceface aboutface acheface amount certificate companyface angleface as long as a fiddleface blindnessface cardface careface centered cubicfacfacadefacdsavingsaving and loan associationsaving banksaving bondsaving certificatesaving clausesaving functionsaving fundsaving humorsaving humoursavinsavinesavisavillesavsav soyutlayıcısısav sports activity vehiclesavasavab
