encumbrancer ne demek?

  1. Hak sahibi, alacaklı

hak

  1. Toprak.
  2. Adalet.
  3. Adaletin, hukukun gerektirdiği veya birine ayırdığı şey, kazanç
  4. Dava veya iddiada gerçeğe uygunluk, doğruluk.
  5. Geçmiş ve harcanmış emek.
  6. Pay.
  7. Emek karşılığı ücret.
  8. Doğru, gerçek
  9. Maden, ağaç, taş üzerine elle yazı veya şekil oyma.
  10. Kâğıttaki yazıyı kazıma.

encumbrance

  1. Sorumluluk
  2. Borç, ipotek
  3. Sorumlu olunan kişi
  4. Yük, yükümlülük
  5. Engel

encumber

  1. Tıka basa doldurmak
  2. Engel olmak
  3. Yüklemek, sorumluluk yüklemek
  4. Yükümlü kılmak
  5. Zorunluluk veya sorumluluk altında bırakmak

Türetilmiş Kelimeler (bis)

encumbranceencumberencumberedencumbered with debtsencumbering
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın