dolup taşmak ne demek?
- Gereğinden çok olmak, gereğinden çok bulunmak.
Overflow, seethe, swarm.
dolup taşan
Full to overflowing.
dolu
- Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli saydam buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü
- İçi boş olmayan, dolmuş, meşbu, boş karşıtı.
- Bir yerde sayıca çok.
- Boş yeri olmayan, her yeri tutulmuş olan
- Boş vakti olmayan, meşgul.
- Çok olan (iş, uğraş, olay vb.).
- İçinde atılacak mermisi bulunan (top, tüfek vb. ateşli silahlar).
- Tornacılıkta delik açılmamış (gereç).
- Bir duygunun güçlü etkisinde olan.
- Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, çeşitli irilikte, iç içe katmanlı, yuvarlak ya da düzensiz biçimli saydam buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü.
taşmak
- Sıvı maddeler, içinde bulundukları kaba sığmayacak kadar çoğalma ve kabarma yüzünden kenarları aşmak
- Akarsu, yatağından çıkarak çevresini kaplamak.
- Bir yere veya şeye sığmamak
- İnsan, nesne vb. çokça bulunmak, sayısı artmak.
- Öfke, sabırsızlık veya heyecan yüzünden kendini tutamamak
Overflow.
Run over.
Boil over.
Pour out.
Spill over.