taşmak ne demek?

1. Sıvı maddeler, içinde bulundukları kaba sığmayacak kadar çoğalma ve kabarma yüzünden kenarları aşmak

   Hayvanın ağzından taşan beyaz köpüklere biraz da kan karıştı.

   H. Taner

2. Akarsu, yatağından çıkarak çevresini kaplamak.
3. Bir yere veya şeye sığmamak

   Kasketinden taşmış siyah saçları yakına gelince çok kırçıllaştı.

   S. F. Abasıyanık

4. İnsan, nesne vb. çokça bulunmak, sayısı artmak.
5. Öfke, sabırsızlık veya heyecan yüzünden kendini tutamamak

   Acaba bizim taşıp köpürmelerimizi pek çocukça mı bulmuştu?

   Y. K. Karaosmanoğlu

6. Overflow.
7. Run over.
8. Boil over.
9. Pour out.
10. Spill over.
11. Brim over.
12. Flow.
13. Get over.
14. Gush.
15. Overbrim.
16. Pour forth.
17. Slop over.
18. Swell.
19. Swim.
20. Well over.
21. Bubble.
22. Cascade.
23. Flood.
24. Slop.
25. To run over.
26. To boil over.
27. To overflow.
28. To overflow its banks.
29. To spill over into a place.
30. To project or extend over the edge of or edges of sth.
31. To lose one's patience.
32. To blow one's stack.
33. To give vent to one's excitement.
34. To inund.

taşma

1. Taşmak işi.
2. Akarsu yatağından çıkarak çevresini kaplama.
3. Overflowing.
4. Outpouring.
5. Overflow.
6. Outpour.
7. Outburst.
8. Gush.
9. Ebullition.
10. Surge.

taşma borusu

1. Açık depoda, çok gelen suyu dışarı taşıran boru.

Türetilmiş Kelimeler (bis)