doğrultmak ne demek?

  1. Doğrulmasını sağlamak, doğru duruma getirmek

    Aralarında bellerini doğrultamayacak kadar yaşlıları da vardı.

    T. Buğra
  2. Düzeltmek.
  3. Yöneltmek.
  4. Yön bulmak.
  5. Para sağlamak, kazanmak

    Bütçemizi doğrultur, pansiyoner olmaktan vazgeçeriz.

    A. İlhan
  6. (en)To straighten.
  7. (en)To correct.
  8. (en)To aim.
  9. (en)To point sth at.
  10. (en)To direct.
  11. (en)Redress.
  12. (en)Right.
  13. (en)Square.
  14. (en)Point, present, up with, train.
  15. (en)True.

doğrultma

  1. Doğrultmak işi.
  2. Motorlu taşıtlarda, dış etkileri karşılayan, saçtan yapılmış, gereğinde doğrultulabilen gövde.
  3. Sıvı ortamlı fırın ve yunakların uygulamalarla bozulan ortamlarının bileşimini, yeniden doğru ve çalışır duruma getirmek için, yapılan denetim ve kimyasal özdekleri katım işlemi.
  4. (en)Folding top.
  5. (en)Rectification.
  6. (al)Verdecke
  7. (fr)Rectification
  8. (fr)Capote

doğrultma düzlemi

  1. Bir C eğrisi üzerindeki P noktası için, P deki teğet ile ikincil düzgenden geçen düzlem.
  2. (en)Rectifying plane.
  3. (fr)Plan rectifié
  4. (la)Rec' tificare

Türetilmiş Kelimeler (bis)

doğrultmadoğrultma düzlemidoğrultma yüzeyidoğrultmaçdoğrultmamakdoğrultdoğrultandoğruldoğruladoğrulamdoğrulam kuramıdoğrulama
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın