dizmek ne demek?

  1. Bazı nesneleri iplik, tel vb.ne geçirmek

    Ortada, hasırların üstünde yığılı tütün yapraklarının etrafında, ana, iki kız oturmuş tütün diziyorlardı.

    N. Cumalı
  2. Yan yana veya üst üste sıralamak

    Odanın ortasına üç ayaklı masayı koymuş, etrafına sandalyeleri diziyordu.

    P. Safa
  3. Harfleri yan yana getirerek yazı düzenlemek.
  4. Düzenlemek, hazırlamak

    Daha önce kahvaltıyı gül motifli, basma örtülü küçük masaya dizmişti.

    H. Taner
  5. (en)Arrange.
  6. (en)Array.
  7. (en)Collate.
  8. (en)Dispose.
  9. (en)Marshal.
  10. (en)Range.
  11. (en)Rank.
  12. (en)To arrange.
  13. (en)To align.
  14. (en)To lay.
  15. (en)To dispose.
  16. (en)To string.
  17. (en)To compose.
  18. (en)To set.
  19. (en)To typeset.
  20. (en)To line up.
  21. (en)To arrange things in a row or series.
  22. (en)To set up.
  23. (en)To file.
  24. (en)To interlock.
  25. (en)To form.
  26. (en)To coordinate.
  27. (en)To stick.
  28. (en)To link.
  29. (en)To list.
  30. (en)To marshal.
  31. (en)To thread.
  32. (en)To grade.
  33. (en)To range.
  34. (en)To order.

dizme

  1. Dizmek işi.
  2. (en)Arranging, aligning, setting, juxtaposition.

dizmemek

  1. (en)(neg. form of dizmek) align, aline, arrange in a row, string, range, set, set out, set in type, set up in type, draw up, juxtapose, marshal, rank.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

dizmedizmemekdizmendizmetahtadizdiz ağırşağıdiz altı ile durdurmadiz ardı atardamarıdiz ardı çentiği
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın