destitute fakir ne demek?
- Yoksul
yoksul
- Geçinmekte çok sıkıntı çeken (kimse, toplum, ülke), yoksuz, fakir, fukara, zengin, varsıl karşıtı
- İstenilen nitelikte ve özellikte olmayan, yetersiz
Hand-to-mouth.
Indigent.
In need.
Needy.
Pauper.
Penurious.
Poor.
Poverty-stricken.
destitute of
- -den mahrum
destitute
- Mahrum, muhtaç
- Boynu bükük
- Çulsuz
- Garip
- Yoksul, yoksun
- Fakir, sefil
fakir
- Geçimini güçlükle sağlayan, yoksul, fukara, zengin karşıtı
- Olması gerekenden az
- Zavallı, kimsesiz
- Kişinin alçak gönüllülük göstermek için kendisine verdiği san
- Hindistan'da yokluğa, eziyete kendini alıştırmış derviş.
- yoksul
- Düşük gelirli
- Zavallı, garip.
- Derviş.
- Biçare, muhtaç, yoksul. İslam dini, ev kirası, yiyecek, içecek, giyecek, ilaç, yakacak gibi zorunlu ihtiyaçları karşılandıktan sonra yılda 96 gram altın alabilecek kadar geliri olmayanları fakir sayar. Fakirlerden vergi alınmaz, İslam devleti zorunlu ihtiyaçlarını karşılamada, tedavi, tahsil (öğrenim), yolculuk gibi durumlarda fakirlere yardım eder. Çağımızda insanların çoğunun yoksun olduğu sosyal güvenliğe kavuşturur. Bu sebeple de fakir-zengin arasında düşmanlık, zıddiyet, gerginlik, çatışma olmaz. Toplumda denge, huzur, mutluluk, sükun ve sosyal adalet sağlanır. (İnsanlardan istiğna ederek kendini ibadet ve taata, Kur'an ve iman ve İslamiyet hizmetine vakfeden zatlara da manen zengin manasına fakir denildiği de görülmüştür.)
Türetilmiş Kelimeler (bis)
destitute ofdestitutedestitutelydestitutenessdestitutiondestidesti gaybıdesti istibdaddesti rastdestilikfakirfakir ama temiz giyimli kibarfakir babasıfakir beyazlarfakir cevherfakir düşmekfakir fukarafakir hastalara bakan rahibefakir hastanesifakir kimsefakidfakihfakihefakihetül cennetfakihetüş şita