denk getirmek ne demek?
- Uygun düşürmek, rastlatmak.
A) to choose to right time, to act in the right time b) to hit (a target).
uygun
- Yakışır, yaraşır, uz, mutabık, mütenasip
- Orantılı, oranlı
- Avantajlı
- Elverişli, yarar, müsait, muvafık.
- Yararlı.
- Ucuz, ekonomik
Suitable.
Agreeable.
Conformable.
Appropriate.
denk gelme
Coincidence.
denk gelmek
- Uygun düşmek, uygun gelmek.
Balance, be in equipoise, work out at, come up to, coincide, light.
getirmek
- Gelmesini sağlamak
- Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak.
- Erişmek veya eriştiğini sanmak.
- İleri sürmek.
- Sebep olmak, ortaya çıkarmak.
- İletmek, bildirmek
- Sağlamak
- Bir makama atamak veya seçmek.
Bring.
Bring along.