decayedness ne demek?

  1. Bozuk olma
  2. Ayrışmış olma
  3. Çürüklük

bozuk

  1. Bozulmuş olan
  2. Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ)
  3. Madenî para
  4. Kötümser, gergin, huzursuz, karışık
  5. Kızgın, sıkıntılı
  6. Türk halk müziğinde, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük dokuz telli bir saz.
  7. (en)Down.
  8. (en)Broken.
  9. (en)Broken down.
  10. (en)Out-of-action.

decayed

  1. Zayıflamış
  2. Takatsiz
  3. Halsiz düşmüş
  4. Dumura uğramış
  5. Çürümüş
  6. Çürük
  7. Aşınmış
  8. Dağılmış
  9. Düşkün

decay

  1. Ses kesildikten sonra, oluşan yankının yavaş yavaş kaybolması.
  2. Çürümek, zeval bulmak, inkıraz bulmak
  3. Azalmak, eksilmek
  4. Sıhhatçe düşmek, zayıflamak, bozulmak
  5. Çürütmek
  6. Sağlığını kaybetmek
  7. Azalma, eksilme
  8. Harap olma
  9. Parçalanmak, dağılmak

Türetilmiş Kelimeler (bis)

decayeddecaydecay constantdecay curvedecay factordecay hf
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın