daraya atmak ne demek?
- Değer vermemek.
değer
- Bir değişkenin yada bilinmeyenin sayı ile anlatımı.
- Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü
- Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet.
- Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, paha.
- Yüksek ve yararlı nitelik.
- Üstün, yararlı nitelikleri olan (kimse)
- Kişinin isteyen, gereksinim duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey.
- Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı.
- Neoklasik iktisada göre tüketicinin son biriminin faydasını dikkate alarak bir mala verdiği göreli önem.
- Emek-değer kuramına göre bir malın içerdiği emek zamanı.
darayı
- Sahib, malik olma. (Osmanlıca'da yazılışı: darayî)
dara
- Kabıyla birlikte tartılan bir nesnenin kabının ağırlığı.
- Bu kabın ağırlığına karşılık olarak terazinin öbür kefesine konulan ağırlık, abra.
- İçinde yük taşınan aracın boş durumdaki ağırlığı.
- Bir malın net ve brüt ağırlıkları arasındaki fark.
- Bk. boş ağırlık
- Malzemenin net kütlesini tayin etmek amacıyla tartımı alınan paket veya kabın kütlesi.
- Kabın kütlesini yok saymak için analitik kimyada kullanılan kütle.
- eski fars hükümdarlarından dokuzuncusu keykubat'ın bir ismi.
- Hükümdar.
- Tanrı adlarından.
atmak
- Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak.
- Bir şeyi yere doğru bırakmak.
- Bir kimsenin ilişiğini kesmek.
- Koymak
- Rastgele bir kenara koymak.
- Uzatmak.
- Bir yerden başka bir yere taşımak.
- Sille, tokat vurmak.
Discard.
Scut ch.