dar ne demek?

  1. İçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı.

    Bütün gece eski kentin dar sokaklarında dolaştım.

    A. Ağaoğlu
  2. Genişliği az veya yetersiz olan, ensiz

    Sahilleri kucaklayan tatlı meltemler, bu mahallenin dar sokaklarından geçmiyordu.

    S. Derviş
  3. Az, elverişsiz, sınırlı.

    Dar ve alıştığımız çerçeve içinden çıkmak bizi şaşırtacağı için onu istemeyiz.

    A. H. Çelebi
  4. Sıkıntılı

    Dar bir gün gelmiş birinden üç beş kuruş almışım, ne çıkar!

    M. Ş. Esendal
  5. Yetersiz.

    Bazıları mefkûrenin enginliğini ve azametini tamamıyla kavrayamayacak derecede dardırlar.

    Y. K. Karaosmanoğlu
  6. Güçlükle, ucu ucuna, ancak

    En sonra, pek çok sıkılan çocukların zoru ile, akşam altı postasına dar yetiştiler.

    M. Ş. Esendal
  7. İdam mahkûmlarını asmak için dikilen direk.
  8. Yurt.
  9. Ev.
  10. Darağacı. İdama mahkum olanların asıldığı sehba.
  11. Sahib, malik, tutan (manasındadır.) Mesela: Bayrakdar $ : Bayrak tutan. (Osmanlıca'da yazılışı: dâr)
  12. (C.: Dura-Duru) Davar emziği.DAR' : Men'etmek, engel olmak.
  13. (en)Defense Acquisition Regulations.
  14. (en)Daughters of the American Revolution.
  15. (en)Deutscher Akkreditierungsrat.
  16. (en)Narrow.
  17. (en)Tight.
  18. (en)Constricted.
  19. (en)Close-bodied.
  20. (en)Clinging.
  21. (en)Exiguous.
  22. (en)Parochial.
  23. (en)Poky.
  24. (en)Snug.
  25. (en)Strait.
  26. (en)Stringent.
  27. (en)Narrowly.
  28. (en)Close-fitting.
  29. (en)Restricted.
  30. (en)Shallow.
  31. (en)Cramped.
  32. (en)Scant.
  33. (en)Scanty.
  34. (en)Short.
  35. (en)Limited.
  36. (en)Barely.
  37. (en)Difficult.
  38. (en)Close.
  39. (en)Close fitting.
  40. (en)Local.
  41. (en)Spare.
  42. (en)Tight / adj adv / sıkı , gergin ; su geçirmeyen.
  43. (en)Trews.
  44. (en)Digital Audio Radio.
  45. (en)Dial-a-ride: see 'demand responsive.
  46. (en)House, household, realm.
  47. (en)[From Hindi /dar/, with initial /d-/ in Mandarin Chinese /dai/ ] stripe -- marking of a different color or texture from the background.
  48. (en)Door, gate.
  49. (en)Book.
  50. (en)Acute.
  51. Daughters of the American Revolution Amerika'da milliyetçi ve tutucu bir kadın derneği.

dar açı

  1. Ölçüsü 90 dereceden küçük olan açı.
  2. Ölçüsü 90° den küçük olan açı.
  3. (en)Acute angle.
  4. (fr)Angle aigu
  5. (la)Acutos

dar açılı ışıklık

  1. Bkz. toplayıcı ışıklık.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

dar açıdar açılı ışıklıkdar açılı ışındar açılı üçgendar açınıkdar ağızlı yılangillerdar ağızli yılangillerdar ailedar anlamda laguerre polinomudar anlamlı bir sözcüğü geniş anlamda kullanmadada capoda conversionda costa eritrokeratodermisida costa sendromu
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın