civar ne demek?
- Yöre, yakın yer, havali, dolay
Büsbütün aşka geldi. O civar halkınca pek sevilen bir başka şarkıya geçti.
H. TanerCivarda başka vinç bulamamışlardı.
A. Kulin - Dolay.
- Yakında olan
O kadar kararlı, o kadar gözü pekti ki civar mahalleden gelen çocuklar bile onun ordusuna yazılmaya başladılar.
İ. O. Anar - Bk. yöre
- Çevre, yöre, etraf.
Adjacencies.
Neighborhood.
Purlieus.
Environs.
Vicinity.
Adjacency.
Locality.
Precincts.
Vicinage.
Environment.
Surroundings.
Community.
Neck of the woods.
Neighbourhood.
Outskirt.
Purlieu.
Quarter.
yöre
- Bir bölgenin belli bir yer ve çevresini kapsayan sınırlı bölümü, havali, mahal, civar, dolay.
- Değirmenlerde, taşla kasnak arasında kalan ve hayvan yemi olarak kullanılan un.
- Yakınlarda dört bir yan, bölge.
Precincts.
Belt.
Country.
Locality.
Neighbourhood.
Vicinity.
Environs.
civar hısımlığı
- Bk. dolay kandaşlığı
civar ı kutub
- Bk. kutup yöresi