burma ne demek?

  1. Burmak işi.

    Ani bir diş ağrısı gibi, manevi bir sancı ruhumu burmaya başladı.

    Hüseyin Cahit Yalçın
  2. Sarığıburma tatlısının bir adı.
  3. Burularak yapılmış bilezik.
  4. Burulmuş, burularak yapılmış, kıvrılmış

    Yoksa, ben hiç de aptal, tutsak ruhlu, herhangi maskara herifin burma bıyıklarına hayran olan dişilerden değilim.

    H. E. Adıvar
  5. Hadım etme, iğdiş etme.
  6. Musluk.
  7. Eğrilmek için bükülmüş yün.
  8. Yaşken burularak kurutulan ot.

    Arabacılık, sararsın burmayı, çalarsın kamçıyı, haylarsın hayvanı geçer gidersin.

    Ahmet Rasim
  9. Birmanya
  10. (halk ağzında) kuru incir.
  11. (en)Twisting.
  12. (en)Burma.
  13. (en)Mountainous republic in southeastern Asia on the Bay of Bengal; 'much opium is grown in Myanmar'.

burmak

  1. Bir şeyi iki ucundan tutup ekseni çevresinde çevirerek bükmek
  2. Hadım etmek, iğdiş etmek.
  3. Ağza kekre tat vermek.
  4. Mide, bağırsak sancımak.
  5. Üzmek, sıkıntı vermek
  6. (en)To twist.
  7. (en)To screw.
  8. (en)To wring.
  9. (en)To castrate.
  10. (en)To give one's mouth acrid taste.

burma akıntı

  1. Akış çizgisi akıntı eksenine koşut kalmayan akıntı.
  2. (en)Turbulent flow.
  3. (al)Turbulente Strömung
  4. (fr)Courant turbulent

burma kadayıf

  1. (en)Shredded wheat dessert with pistachio filling

Türetilmiş Kelimeler (bis)

burma akıntıburma kadayıfBurma kutsal kedisiburma madenden gerdanlıkburma teraziburmaçburmakburmalıburmalı ekmekburmalı sütunburbur marigoldburabura buraburacıkta
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın