bulama ne demek?
- Genellikle üzüm şırasının kaynatılması ile yapılan koyu pekmezAtlar, arabalar, dalkavuklar arasında geçen debdebelerle şimdiki kırk paralık bulama, altmış paralık peynir müşterilerine meram anlatmak arasında ne büyük tezat vardı. Ö. Seyfettin
- Bulamak işi.
 Semi-solid molasses of boiled juice of grapes. Semi-solid molasses of boiled juice of grapes.
bulamaç
- Sulu, cıvık hamur.
- Bu koyulukta yapılan çeşitli hamur yemekleri.
- Karışık, oradan buradan toplanmış
- Unlu haşlama yemeği
- İçindeki katı oranı oldukça yüksek (% 1-5) olmasına karşın, bir sıvı gibi akabilen sıvıkatı karışımı cıvık çamur.
- Karışımlardan daha koyu kıvamlı ve daha yoğun nitelikli sıvı süspansiyon olarak hazırlanan ilaç biçimi.
- Tahıl unlarının sulandırılarak hayvanlara verildiği bir yiyecek, sulu konsantre yem.
 Magmas, wet feed. Magmas, wet feed.
 Emulsion. Emulsion.
 Slurry. Slurry.
bulamaç gibi
 Slurry Slurry
