bell ne demek?

  1. Yaş etmek. Islatmak.
  2. Çıngırak veya zil takmak
  3. Böğürmek, bağırmak (geyikb.)
  4. Çan şekline girmek
  5. Kösnüme devresinde geyiklerin çıkardlığı ses, böğürme
  6. Çan, kampana
  7. Çan şeklinde herhangi bir şey
  8. Zil, sıngırak
  9. Gemide saati belirtmek için çanın vuruş sayısı
  10. Böğürmek, bağırmak (geyik vb.)

yaş

  1. Doğuştan veya kuruluştan beri geçen ve yıl birimi ile ölçülen zaman, sin (II)
  2. Hayatın çeşitli evrelerinden her biri, çağ
  3. Bir kurum, bir kuruluş, düzen vb.nin kurulduğundan bu yana geçen zaman.
  4. Bir gök cisminin oluşmaya başladığı günden bugüne kadar geçirdiği zaman süresi.
  5. Nemli, ıslak, kuru karşıtı.
  6. Kendi suyunu, canlılığını yitirmemiş, kurumamış, kurutulmamış, taze
  7. Gözyaşı.
  8. Kötü, korkulu, zor.
  9. Bir varlığın doğumundan başlayarak ömrü boyunca tekrarlanan belirli zaman aralıklarının toplamı.
  10. (en)Dank.

bell and spigot joint

  1. Muflonlu bağlanti

bell bottomed

  1. Ispanyol paça

Türetilmiş Kelimeler (bis)

bell and spigot jointbell bottomedbell bottomed trousersbell bottomsbell buoybell buttonbell characterbell chuckbell clapperbell communications research, belbel ağrısıbel airbel alıştırmasıbel atardamarları
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın