bükülmek ne demek?

  1. Bükme işine konu olmak, katlanmak

    Yerde kenarı bükülmüş bir seccade vardı.

    F. R. Atay
  2. İplik eğrilmek.
  3. Eğilmek.
  4. Yönelmek.
  5. (en)To be sprained.
  6. (en)To be twisted.
  7. (en)To be rolled up.
  8. (en)To be coiled.
  9. (en)To be contorted.
  10. (en)To be buckled.
  11. (en)To be plyed.
  12. (en)To be winded.
  13. (en)To be spined.
  14. (en)To be curled.
  15. (en)To be curved.
  16. (en)To be distorted.
  17. (en)To be kinked.
  18. (en)To be wreathed.
  19. (en)Contort.
  20. (en)Crook.
  21. (en)Curl.
  22. (en)Curve.
  23. (en)Fold.
  24. (en)Twirl.

bükülme

  1. Bükülmek işi.
  2. Bir çubuğun, ışığın yay biçiminde eğilmesi, yol değiştirmesi. bk. ışıkbükülmesi.
  3. (en)Contortion.
  4. (en)Torsion.
  5. (en)Twist.
  6. (en)Bend.
  7. (en)Curvature.
  8. (en)Convolution.
  9. (en)Distortion.
  10. (en)Flexion.

bükülme esnekliği

  1. (en)Elasticity of flexure.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

bükülmebükülme esnekliğibükülme hareketini yaptıran kasbükülme noktasıbükülme noktasibükülbükülebilirbükülebilirlikbükülenbükülgenbükübükücübükücü döngübükücü momentbükücülük
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın