ateşe vermek ne demek?

1. Ateş içine sokmak

   Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi.

   H. S. Tanrıöver

   Bir parça büküyor, onu tekrar ateşe verinceye kadar evvelki hazır oluyordu

   M. Ş. Esendal

2. Bir yeri kasten yakmak, kundak sokmak
3. (mec.) aşırı telaşa ve sıkıntıya düşürmek

   Yemeği ateşten indirdim.

4. (mec.) bir ülkeyi savaşa sokarak veya kargaşa ve karışıklık yaratarak sıkıntı ve yıkıma uğratmak.

   Top ateşi geceye kadar sürdü.

5. Set on fire, set fire, set fire to, couse a panic.

ateş

1. Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr.
2. Tutuşmuş olan cisim.
3. Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç.
4. Patlayıcı silahların atılması.
5. Vücut ısısı
6. Öfke, hırs, hınç
7. Kırmızı, alev renginde olan.
8. Coşkunluk, coşku
9. Büyük üzüntü, acı
10. Humma.

ateşe vurmak

1. Bir yemeği pişmek üzere ocağa koymak

ateşe vursa duman vermez

1. Pek cimri olanlar için söylenen bir söz.

vermek

1. Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
2. Bırakmak veya bağışlamak
3. Ondan bilmek, atfetmek
4. Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
5. Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
6. Herhangi bir duruma yol açmak
7. Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
8. Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
9. Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
10. Bring.

Türetilmiş Kelimeler (bis)