asansör kuyusu ne demek?

  1. (en)Lift shaft.

lift

  1. Teniste topa arkadan öne ve yukarıdan aşağıya doğru vurma.
  2. Şalgam.
  3. (en)Lifting device consisting of a platform or cage that is raised and lowered mechanically in a vertical shaft in order to move people from one floor to another in a building.
  4. (en)Plastic surgery to remove wrinkles and other signs of aging from your face; an incision is made near the hair line and skin is pulled back and excess tissue is excised; 'some actresses have more than one face lift'.
  5. (en)Transportation of people or goods by air.
  6. (en)Ride in a car; 'he gave me a lift home'.
  7. (en)The act of raising something; 'he responded with a lift of his eyebrow'; 'fireman learn several different raises for getting ladders up'.
  8. (en)Raise from a lower to a higher position; 'Raise your hands'; 'Lift a load'.
  9. (en)Take hold of something and move it to a different location; 'lift the box onto the table'.
  10. (en)Move upwards; 'lift one's eyes'.

asansör kabini

  1. (en)Cage.

asansör boşluğu

  1. Binalarda asansörün işlemesi için bırakılan boşluk.
  2. (en)Lift shaft.
  3. (en)Elevator shaft.

kuyu

  1. Su katmanına varıncaya kadar derinliğine kazılan, genellikle silindir biçiminde, çevresine duvar örülen, suyundan yararlanılan çukur
  2. Toprağa kazılan derince çukur.
  3. İçinden çıkılamayan durum veya yer.
  4. Yer altındaki iş yerlerine ulaşmak için açılmış ve kesit boyutları derinliğine oranla sınırlı, düşey veya düşeye yakın bağlantı yolu.
  5. Yeraltı suyundan yararlanmak üzere insan eliyle açılmış, genellikle çember biçiminde, az çok derin çukur.
  6. (en)Well.
  7. (en)Shaft.
  8. (en)Bore.
  9. (en)Coalpit.
  10. (en)Draw well.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

asansör kabiniasansör boşluğuasansör motoruasansör operatörüasansör sahneasansörasansör zeminasansörcüasansörcülükasansöre binasanasanaasandanasanıkuyukuyu açmakkuyu bileziğikuyu çıkrığıkuyu delme burgusukuykuyakuyaşkuydaşkuyiça
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın