aksettirmek ne demek?

Kökeni: Arapça-Türkçe

  1. Sesi yankılamak.
  2. Işığı yansıtmak.
  3. Haberi, durumu, ulaştırmak, yaymak, duyurmak.

    Meseleyi taraf gözetmeden aksettirmek için o yazıdan da bir parça almak isterdik.

    O. V. Kanık
  4. İntikal ettirmek
  5. Dile getirmek, duyulacak, hissedilecek biçimde ifade etmek

    Târîhini aksettirebilsin diye çehren / Kaç Fâtih'in altın kanı mermerle karışmış.

    Y. Kemal
  6. Bir şeyin görüntüsünü bir ekran ya da bir yüzey üzerine düşürmek

    Onu bir fotoğraf camına aksettirmek veya bir kartpostal parçasına sıkıştırmak…

    R. H. Karay
  7. (en)Mirror.
  8. (en)To reflect.
  9. (en)To echo.
  10. (en)To mirror.
  11. (en)To transmit.
  12. (en)To convey.
  13. (en)To transmit to.

aksettirme

  1. Aksettirmek işi.
  2. (en)Echoey

aksettirmemek

  1. (en)(neg. form of aksettirmek) reflect, mirror.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

aksettirmeaksettirmemekaksettirenaksettirilmişaksetaksetmeaksetmekaksetmemek
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın