aksak ne demek?

  1. Aksayan, hafifçe topallayan.
  2. İyi gitmeyen, iyi işlemeyen.

    İşin aksak yönü.

    Şu halde bu aksak gidişi zamânın gerçeklerine ayarlayarak yürütmeli.

    S. Ayverdi
  3. Eski Yunan ve Latin şiir ölçüsünde, sondan bir önceki hecesi kısa olacak yerde uzun olan dize.
  4. Türk müziğinde oldukça kıvrak bir usul.
  5. Topal.
  6. Düzensiz
  7. (en)Lame.
  8. (en)Limping.
  9. (en)Lopsided.
  10. (en)Interrupted.
  11. (en)Game.
  12. (en)Gammy.
  13. (en)Halting.
  14. (en)Hipshot.
  15. (en)Palsied.
  16. (en)Delayed.
  17. (en)Checked.

aksak adım

  1. Dansçının beşinci duruşla başlayıp bir bacağını kaydırarak kırk beş derecelik bir açıyla kaldırması ve öbür ayağını, kaldırdığı havadaki ayağına çarptırması.
  2. (en)Brisé.
  3. (fr)Brisé

aksak döğüşü

  1. İki kişinin tek ayak üstünde, kollar göğüste kavuşuk durumda birbirlerini itme ve aldatma ile dengelerini bozarak öteki ayaklarını bastırmaya çabalamaları biçiminde yaptıkları eşli alıştırma.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

aksak adımaksak döğüşüaksak eşekle yüksek dağa çıkılmazaksak rekabetaksak rekabet piyasasıaksakalaksakal ötleğenaksaklığa dayanıklıaksaklığa dayanıklı DDSaksaklığa dayanıklı sürücüaksaaksa yı şarkaksabaksadaksade
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın