afak ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. Ufuklar

    Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar.

    M. A. Ersoy
  2. Göğün yerle birleşmiş gibi göründüğü kısımlar
  3. Her taraf, etraf, çevre, sınır.

    Daha şimdiden torununuz olacak yumurcakların şöhreti afakı tuttu.

    Y. K. Karaosmanoğlu
  4. Ufuklar, dört bir taraf.
  5. Kişinin kendi nefsi dışındaki gözle görülen bütün varlık alemi
  6. (en)Horizon, line where the sky appears to meet the Earth.

afakan

  1. Bkz. hafakan
  2. Yürek hoplaması, yürek çarpıntısı, iç sıkıntısı, fenalık.

afakanı kalkmak

  1. Heyecanlanmak, yüreği oynamak.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

afakanafakanı kalkmakafakanlar basmakafakgirafakıafakı amillerafakı hakikatafakı şeniyetafakıleşmeafakıleştirmeafaafacanafacan periafacanlaşmaafacanlaşmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın