aşka düşmek ne demek?
- Aşık olmak, tutulmak.
- Âşık olmak.
To fall in love, to fall for sb.
aşık
- Birisine tutkun.
- Dalgın, unutkan.
- Bir kimseye veya bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun (kimse)
- "Ahbap, arkadaş" anlamında bir seslenme sözü.
- Halk ozanı.
- Sevişen bir çiftten kadına oranla genellikle erkeğe verilen ad.
- Yapı çatılarında uzun mertek, aşırma.
- Tavuklarda görülen bir hastalık.
- Dalgın, kalender (kimse).
- Aşık kemiği.
aşka eğilimli
Amative
aşka gelmek
- Heyecan duymak. Bir şeyi yapmak için büyük bir istek duymak; coşmak, coşkunluk göstermek.
- Bir şeyi yapmak için büyük bir istek duymak, coşmak, coşkunluk göstermek.
To get carried away, to become exulted.
düşmek
- Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek
- Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan aşağıya inmek
- Yere devrilmek, yere serilmek.
- Hava taşıtları kaza sonucu hızla yere inerek çarpmak.
- Vücuda bol gelen giysi aşağı kaymak.
- Yağmak.
- Vurmak, değmek, rastlamak
- Vakti gelmeden ölü doğmak.
- Sâkıt olmak, sukut etmek.
- Arkasından gitmek, peşini bırakmamak
Türetilmiş Kelimeler (bis)
aşka eğilimliaşka gelmekaşkanaşkaraşkareaşkaşk acısıaşk ağlatır, dert söyletiraşk büyüsüaşk destanıaşaş başında usta iş başında hastaaş damıaş deliye kalmakaş kabıdüşmekdüşmek sukut etmekdüşmek üzere olmakdüşmedüşme alçalmadüşme dengesidüşme eğilimi olandüşme hastalığıdüşmandüşman ağzıdüşman başınadüşman çatlatmakdüşman düşmana gazel okumazdüşdüş azmasıdüş bakısıdüş çalışmasıdüş eylemek