çilenti ne demek?
- Hafif yağmur, serpinti.
Drizzle, drizzling rain.
hafif
- Çabuk uyanılan (uyku).
- Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni, ağır karşıtı.
- Güç veya yorucu olmayan, kolay.
- Ağırbaşlı olmayan, ciddi olmayan, hoppa.
- Miktarı az, sindirimi kolay (yiyecek)
- Kalınlığı veya yoğunluğu az olan
- Etkisi az olan, sert karşıtı.
- Önemli olmayan.
- Ağır olmayan. Hafif. Yeğni.
Light.
çilen
- Bir dağ yemişi, yabani hünnap.
- Hafif yağan yağmur, çisenti.
- Suyun derin olmayan yeri.
çile
- Zahmet, sıkıntı, eziyet.
- Dervişlerin kırk gün süre ile kendilerine uyguladıkları zahmetli ve perhizli dönem.
- İpek, yün, pamuk vb. her türlü iplik demeti.
- Yay kirişi.
- Zevk ve sefadan el çekerek kuytu bir yerde yapılan 40 günlük ibadet.
- Eziyet. Sıkıntı.
Suffering.
Trial.
Ordeal.
Hank.