çıkarmak ne demek?

  1. Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak

    Cebinden maroken kaplı bir defter çıkardı.

    Ö. Seyfettin
  2. Sonunu getirmek.
  3. Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek.
  4. Bulmak, ortaya koymak.
  5. Hatırlamak

    Adamı nereden tanıdığımı tam olarak çıkarmaya çalıştım.

    N. Cumalı
  6. Döküntülü hastalığa tutulmak.
  7. Çok hoşlanmak

    Lezzetini çıkara çıkara hikâyesine devam ediyordu.

    R. H. Karay
  8. Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek.
  9. (en)Belch.
  10. (en)Dislocate.
  11. (en)Put off.
  12. (en)Tide over.
  13. (en)Uncase.
  14. (en)Pay off.
  15. (en)Wreak.
  16. (en)Enact.
  17. (en)Take out.
  18. (en)Deduct.
  19. (en)Subtract.
  20. (en)Remove.
  21. (en)Divest.
  22. (en)Throw out.
  23. (en)Displace.
  24. (en)Exclude.
  25. (en)Make out.
  26. (en)Eliminate.
  27. (en)Unfix.
  28. (en)Expel.
  29. (en)Extract.
  30. (en)Doff.
  31. (en)Bring out.
  32. (en)Publish.
  33. (en)Print out.
  34. (en)Bare.
  35. (en)Blank.
  36. (en)Bruit about.
  37. (en)Delete.
  38. (en)Derive.
  39. (en)Disconnect.
  40. (en)Dislodge.
  41. (en)Dismantle.
  42. (en)Draw off.
  43. (en)Draw.
  44. (en)Abstract.
  45. (en)Cast.
  46. (en)Discharge.
  47. (en)Disengage.
  48. (en)Drop.
  49. (en)Excite.
  50. (en)Omit.
  51. (en)Poke.
  52. (en)Shed.
  53. (en)Slip.
  54. (en)Sprout.
  55. (en)To take out.
  56. (en)To put out.
  57. (en)To get out.
  58. (en)To get off.
  59. (en)To extract.
  60. (en)To abstract.
  61. (en)To mine.
  62. (en)To take off.
  63. (en)To remember.
  64. (en)To place anımsamak.
  65. (en)Hatırlamak.
  66. (en)To find.
  67. (en)To find out.
  68. (en)To discover.
  69. (en)To make out.
  70. (en)To figure out.
  71. (en)To get.
  72. (en)To dislodge.
  73. (en)To remove gidermek.
  74. (en)To expel.
  75. (en)To dismiss.
  76. (en)To excrete.
  77. (en)To omit.
  78. (en)To leave out.
  79. (en)To cross sth out.
  80. (en)To cross sth off.
  81. (en)To delete.
  82. (en)To dislocate.
  83. (en)To displace.
  84. (en)To publish.
  85. (en)To get sth out yayımlamak.
  86. (en)To produce.
  87. (en)To bring out.
  88. (en)To emit.
  89. (en)To send out.
  90. (en)To exhale.
  91. (en)To give sth off.
  92. (en)To cause.
  93. (en)To raise neden olmak.
  94. (en)Yol açmak.
  95. (en)To issue.
  96. (en)To subtract tarh etmek.
  97. (en)To deduct.
  98. (en)To eliminate.
  99. (en)To vomit.
  100. (en)To bring sth up.
  101. (en)To throw up.
  102. (en)To spew.
  103. (en)To offer sunmak.
  104. (en)To have.
  105. (en)To play by ear.
  106. (en)To cut.
  107. (en)To stick sth out.
  108. (en)To get through to sb.
  109. (en)To remove.
  110. (en)To raise.
  111. (en)To derive.
  112. (en)To deduce.
  113. (en)To decipher.
  114. (en)To subtract.
  115. (en)To work off one's anger on.

çıkarma

  1. Çıkarmak işi.
  2. Düşman kıyılarına gemi, bot vb.nden asker indirme, asker çıkarma.
  3. Dört işlemden biri, çıkarmak işlemi, tarh.
  4. Kullanılmış filmi işlemeliğe göndermek üzere alıcıdan alma. Sinem./TV
  5. Bir oyunluktan, filmden ya da televizyon izlencesinden sözcükleri, görüntüleri ya da bir parçayı, kullanılmaması için, alma.
  6. (en)Deduction.
  7. (en)Subtraction.
  8. (en)Elimination.
  9. (en)Belch.
  10. (en)Cancel.

çıkarma birliği

  1. Deniz kıyısında çıkarma harekâtı yapmak üzere eğitilmiş, özel yapılmış hafif ve küçük teknelerden kurulmuş askerî birlik.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

çıkarmaçıkarma birliğiçıkarma eğiliminde olançıkarma gemisiçıkarma harekatıçıkarçıkar budakçıkar çevreleriçıkar grubuçıkar hesabıçıkacakçıkacak olançıkaççıkagelmeçıkagelmek
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın