zincire vurma ne demek?
- Tutuklunun, öbür tutukluların güvenliği için zorunlu görüldüğü, kendini öldürmeye ya da kaçmaya kalkıştığı ya da bu işler için hazırlık yaptığı anlaşılınca demire vurulması. (Not: Anayasa Mahkemesi kararıyle kaldırılmıştır).
Enchain, enchainment.
Enchaîner, entraver
zincire vurmak
Chain, iron, shackle.
zincir
- Birbirine geçmiş bir sıra metal halkadan oluşan bağ.
- Art arda gelen şeylerin oluşturduğu dizi
- Taşıtların kar veya buzda kaymaması için tekerleklerine takılan alet.
- Altın veya gümüşten yapılmış takı.
- Kesintisiz süren olay, sebep vb. dizisi
- Hükümlülerin eline, ayağına vurulan demir bağ.
- Bk. halkalık
- Bk. ağ
- Benzer atomların kimyasal bağlarla bağlandığı genelde karbon atomları arasında oluşan yapı. Organik bileşiklerin molekül yapılarında düz ve açık karbon zincirleri olabildiği gibi, dallanmış zincirler ve kapalı (siklik) zincirler de olabilir.
Bond.
vurma
- Vurmak işi.
- Bir iç yanmalı makinede sıkıştırılmış yakıt ve hava karışımının, yüksek basınçta ani patlaması.
Beat.
Bump.
Percussion.
Impingement.
Knock.
Swat.
Strike.
Impulse.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
zincire vurmakzincirzincir ağırlıkzincir ayar vidasizincir baklasızincir başlatıcı kodonlarzinciferouszincifrezincifre boyasızinczinc acetatezinc alloyzinc ammonium chloridezinc analysiszinazina davasına çıkan sevgilizina eden kadınzina eden kimsezina yapanvurmavurma bileşiğivurma çalgıvurma sesivurma zamanivurmakvurmalıvurmalı çalgıvurmalı çalgı çalan müzisyenvurmalı çalgılarvurvur abalıyavur abalıya tutumuvur aşağı tut yukarıvur dediyse öldür demedi