yetişmek ne demek?

  1. Ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak

    Gâvur Ali kahvedeki cemaate hiçbir şey söylemeden küçük çobanla uzaklaştı, bir nefeste ağıla yetişti.

    Ö. Seyfettin
  2. Vaktinde tamam olmak, bitmek, hazırlanmak, hazır olmak.
  3. Vaktinde varmak, vaktinde bulunmak

    Öteki tünelle gelseler de vapura yetişeceklerini bilirlerdi.

    A. Ş. Hisar
  4. Bir işe başlamış olanlara veya gidenlere sonradan katılmak

    Kadınlar, derme çatma ayakkabılarıyla onlara zor yetişebiliyorlardı.

    Y. K. Karaosmanoğlu
  5. Değmek, uzanıp dokunabilmek.
  6. Vakit bulmak, yapabilmek.
  7. Yetmek, yeter olmak, kâfi gelmek.
  8. Bir zamanda yaşamış olmak, bir zamanı veya kimseyi görmüş olmak

    Bol zamanıma yetişti de, ben onu böyle şımarık büyüttüm.

    P. Safa
  9. (en)Catch.
  10. (en)Catch up.
  11. (en)Catch up on.
  12. (en)Run smb.
  13. (en)Close.
  14. (en)Come up with.
  15. (en)Draw up.
  16. (en)Equal.
  17. (en)Grow.
  18. (en)Hand up.
  19. (en)Keep up with.
  20. (en)Overtake.
  21. (en)Pull up.
  22. (en)Pull up to.
  23. (en)Pull up with.
  24. (en)Reach.
  25. (en)Arrive.
  26. (en)Blossom.
  27. (en)Train.
  28. (en)Attain.
  29. (en)To take before the bound.
  30. (en)Get at.
  31. (en)Get through.
  32. (en)Head.
  33. (en)Make.
  34. (en)Reach sb.
  35. (en)Serve.

yetişmekte olan

  1. (en)Oncoming.

yetişme

  1. Yetişmek işi.
  2. (en)Upbringing.
  3. (en)Cultivation.
  4. (en)Growing.
  5. (en)Growth.
  6. (en)Overtaking.
  7. (en)Reach.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

yetişmekte olanyetişmeyetişme ortamıyetişmenyetişmen öğretmenyetişyetişalyetişekyetişememekyetişemeyen
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın