yapışmak ne demek?

  1. Birini rahatsız etmek, sataşmak, peşini bırakmamak, musallat olmak.
  2. Yapışıcı olan veya yapışkan bir maddeye bulanmış olan bir şey ayrılmayacak bir biçimde bir yere tutunup kalmak

    Zarfın iyice yapışıp yapışmadığına o kadar dikkat etti ki...

    S. F. Abasıyanık
  3. İyice yaklaşmak, sokulup değmek.
  4. Aralık bırakmayacak biçimde üzerine dokunmak

    Islanan tül gömleği pembe vücuduna yapıştı.

    Ö. Seyfettin
  5. Bir iş yapmak amacıyla, hevesle bir şeyi eline almak

    Dişlerine oltayı almış, tekrar küreklere yapışmıştı.

    S. F. Abasıyanık
  6. Sıkıca yakalamak, tutmak, sarılmak

    Niçin yalan söylüyor, bu zavallıya iftira ediyorsun, diye kulağıma yapıştı.

    Ö. Seyfettin
  7. (en)Adhere.
  8. (en)Cleave.
  9. (en)Clench.
  10. (en)Clinch.
  11. (en)Cling.
  12. (en)Clutch.
  13. (en)Cohere.
  14. (en)Conglutinate.
  15. (en)Fasten on.
  16. (en)Glue.
  17. (en)Seize.
  18. (en)Stick.
  19. (en)Bind.
  20. (en)Bond.
  21. (en)Grip.
  22. (en)To stick to.
  23. (en)To adhere to.
  24. (en)To cling to.
  25. (en)To seize sth eagerly and then to act to work.

yapışma

  1. Yapışmak işi.
  2. Bir mikroorganizmanın ya da fagositoz yapan bir hücrenin diğer bir hücrenin zarına ya da başka yüzeylereyapışması.
  3. Genellikle birbirine değen ayrı türden komşu özdeklerin yüzeyleri arasında, moleküllerarası etkileşmelerden doğan tutunma.
  4. (en)Adhesion.
  5. (en)Bond.
  6. (en)Clinch.
  7. (en)Coherence.
  8. (en)Coherency.
  9. (en)Cohesion.
  10. (en)Conglutination.

yapışma gücü

  1. (en)Adhesive force.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

yapışmayapışma gücüyapışma önleyiciyapışma süresiyapışmamakyapışyapış yapışyapış yapış çamuryapış yapışlıkyapışıcı
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın