yapışık ne demek?

  1. Bir yere yapışmış olan.
  2. Fizyolojik yönden birbirlerine bağlı olarak doğan

    Yapışık hemşireler gibi dünyaya beraber gelmişlerdi.

    H. C. Yalçın
  3. Dokunan, değen

    Lavabonun duvara yapışık kıyısının üstüne konmuş bir diş fırçası gösteriyordu.

    Ç. Altan
  4. (en)Adherent.
  5. (en)Attached.
  6. (en)Coherent.
  7. (en)Cohesive.
  8. (en)Conjoint.
  9. (en)Inseparable.
  10. (en)Stuck on.
  11. (en)Adhering.
  12. (en)Adhesive.
  13. (en)Stuck on / to.
  14. (en)Clinging tightly to.
  15. (en)Struck together.
  16. (en)Boring or importunate (person.

yapışık çeneliler

  1. Çengel çeneliler.

yapışık ikizler

  1. (en)Conjoined twins, Siamese twins.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

yapışık çenelileryapışık ikizleryapışıkçenelileryapışıklıkyapışıklık ilkesiyapışıcıyapışıcı sapyapışıcılıkyapışyapış yapışyapış yapış çamuryapış yapışlık
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın