yakını ne demek?
- Karşısındaki kişi ya da kişilere, bir durumu yakınarak, sızlanarak anlatma, yakınma, sızlanma, şikâyet.
Blister, cataplasm, plaster.
yakını ölmüş
Bereaved.
yakını ölmüş kimse
The bereaved.
Blister, cataplasm, plaster.
Bereaved.
The bereaved.