yıldırımlı ne demek?
- Yıldırım oluşan, yıldırım düşen (hava)
Üzerimize çöken şimşekli, yıldırımlı havanın bana verdiği helecanı yeniden duyuyorum.
Y. K. Karaosmanoğlu
yıldırımlık
- Yıldırımsavar.
- Bir ucu toprağa gömülü, öteki ucu bir yapının tepesine dikili, bir iletken çubuğa bağlı olan, bulutların yükünü çekip yere akıtarak çevreyi koruyan iletken.
- Bir ucu toprağa gömülü, öteki ucu bir yapının tepesine dikili, bir iletken çubuğa bağlı olan, bulutların yükünü çekip yere akıtarak çevreyi koruyan iletken.
Lightning conductor.
Blitzabteiter
Paratonnerre
yıldırımla vurulmuşa dönmek
- Apansız kötü bir durum karşısında kalıp ne yapacağını bilememek.
To be thunderstruck.